Kırık Meal (Arapça) : |فَلْيَدْعُ : o zaman çağırsın | نَادِيَهُ : meclisini | Kırık Meal (Harekesiz) : |فليدع FLYD̃A o zaman çağırsın | ناديه NED̃YH meclisini | Kırık Meal (Okunuş) : |felyed'ǔ : o zaman çağırsın | nādiyehu : meclisini | Kırık Meal (Transcript) : |FLYD̃A : o zaman çağırsın | NED̃YH : meclisini | Abdulbaki Gölpınarlı : Derken hemdemlerini, kavmini, kabîlesini çağırır. Adem Uğur : O, hemen gidip meclisini (kendi taraftarlarını) çağırsın. Ahmed Hulusi : Haydi, çağırsın meclisini! Ahmet Tekin : O vakit, o taraftarlarını, toplantılarına düzenli devam eden danışma meclisini yardıma çağırsın. Ahmet Varol : O meclisini (yandaşlarını) çağırsın, Ali Bulaç : O zaman da meclisini (yakın çevresini ve yandaşlarını) çağırsın. Ali Fikri Yavuz : O vakit, (kendisine yardım için) taraftarlarını çağırıb toplasın. Bekir Sadak : O zaman, kafadarlarini cagirsin, Celal Yıldırım : Artık o yandaşlarını çağırsın. Diyanet İşleri : Haydi, taraftarlarını çağırsın. Diyanet İşleri (eski) : O zaman, kafadarlarını çağırsın, Diyanet Vakfi : (15-19) Hayır, hayır! Eğer vazgeçmezse, derhal onu alnından (perçeminden), o yalancı, günahkâr alından (perçemden) yakalarız (cehenneme atarız). O, hemen gidip meclisini (kendi taraftarlarını) çağırsın. Biz de zebânîleri çağıracağız. Hayır! Ona uyma! Allah'a secde et ve (yalnızca O'na) yaklaş! Edip Yüksel : O zaman haydi çağırsın kurultayını. Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : O zaman o taraftarlarını yardıma çağırsın. Elmalılı (sadeleştirilmiş) : O zaman çağırsın kurultayını, meclisini! Elmalılı Hamdi Yazır : O vakıt çağırsın o kurultayını, meclisini Fizilal-il Kuran : O zaman gitsin de taraftarlarını çağırsın. Gültekin Onan : O zaman da meclisini (yakın çevresini ve yandaşlarını) çağırsın. Hakkı Yılmaz : O zaman o, meclisini/örgütünü çağırsın. Hasan Basri Çantay : O vakit (durmasın) meclisini da'vet etsin! Hayrat Neşriyat : O zaman çağırsın (bakalım) meclisini! İbni Kesir : Öyleyse topluluğunu çağırsın dursun. İskender Evrenosoğlu : Haydi, meclisini (yardımcılarını) çağırsın. Muhammed Esed : Bırak, kendi aklının (asılsız, düzmece) tavsiyelerini (yardımına) çağırsın, Ömer Nasuhi Bilmen : Artık, o, encümeni çağırsın. Ömer Öngüt : O hemen gidip meclisini (taraftarlarını) çağırsın. Şaban Piriş : -Haydi çağırsın çetesini/meclisini. Suat Yıldırım : İstediği kadar grubunu yardıma çağırsın! Süleyman Ateş : O zaman (o gitsin) de meclisini (adamlarını) çağırsın. Tefhim-ul Kuran : O zaman da meclisini (yakın çevresini ve yandaşlarını) çağırsın. Ümit Şimşek : Çağırsın taraftarlarını! Yaşar Nuri Öztürk : Hadi çağırsın derneğini/kurultayını!