» 85 / Bürûc  6:

Kuran Sırası: 85
İniş Sırası: 27
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22

 » 85 / Bürûc  Suresi: 6
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. إِذْ (ÎZ̃) = iƶ : hani
2. هُمْ (HM) = hum : onlar
3. عَلَيْهَا (ALYHE) = ǎleyhā : onun başında
4. قُعُودٌ (GAVD̃) = ḳuǔdun : oturmuşlardı
hani | onlar | onun başında | oturmuşlardı |

[] [] [] [GAD̃]
ÎZ̃ HM ALYHE GAVD̃

hum ǎleyhā ḳuǔdun
إذ هم عليها قعود

 » 85 / Bürûc  Suresi: 6
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
إذ | ÎZ̃ hani When
هم | HM hum onlar they
عليها | ALYHE ǎleyhā onun başında by it
قعود ق ع د | GAD̃ GAVD̃ ḳuǔdun oturmuşlardı (were) sitting,

85:6 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

hani | onlar | onun başında | oturmuşlardı |

[] [] [] [GAD̃]
ÎZ̃ HM ALYHE GAVD̃

hum ǎleyhā ḳuǔdun
إذ هم عليها قعود

[] [] [] [ق ع د]

 » 85 / Bürûc  Suresi: 6
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
إذ | ÎZ̃ hani When
,Zel,
,700,
T – time adverb
ظرف زمان
هم | HM hum onlar they
He,Mim,
5,40,
PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun
ضمير منفصل
عليها | ALYHE ǎleyhā onun başında by it
Ayn,Lam,Ye,He,Elif,
70,30,10,5,1,
P – preposition
PRON – 3rd person feminine singular object pronoun
جار ومجرور
قعود ق ع د | GAD̃ GAVD̃ ḳuǔdun oturmuşlardı (were) sitting,
Gaf,Ayn,Vav,Dal,
100,70,6,4,
N – nominative indefinite verbal noun
اسم مرفوع
ÎZ̃ HM ALYHE GAVD̃

إذ هم عليها قعود

 » 85 / Bürûc  Suresi: 6

: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |إِذْ: hani | هُمْ: onlar | عَلَيْهَا: onun başında | قُعُودٌ: oturmuşlardı |
Kırık Meal (Harekesiz) : |إذ ÎZ̃ hani | هم HM onlar | عليها ALYHE onun başında | قعود GAWD̃ oturmuşlardı |
Kırık Meal (Okunuş) : |: hani | hum: onlar | ǎleyhā: onun başında | ḳuǔdun: oturmuşlardı |
Kırık Meal (Transcript) : |ÎZ̃: hani | HM: onlar | ALYHE: onun başında | GAVD̃: oturmuşlardı |
Abdulbaki Gölpınarlı : O sırada kendileri de kıyısında oturmuşlar.
Adem Uğur : Onlar (yakanlar) da başlarına oturmuşlar,
Ahmed Hulusi : Hani onlar ateş çevresinde oturanlardı.
Ahmet Tekin : Ateşin etrafında oturuyorlar, işkence edecekleri mü’minleri ateşin kenarında tutuyorlardı.
Ahmet Varol : O zaman onlar o (ateş hendeği)nin başında oturmuşlardı.
Ali Bulaç : Hani kendileri (ateş hendeğinin) çevresinde oturmuşlardı.
Ali Fikri Yavuz : O vakit, (o zalim kâfirler) ateşin etrafında oturmuştular;
Bekir Sadak : (4-7) Hazirladiklari hendekleri, tutusturulmus atesle doldurarak onun cevresinde oturup, inanmis kimselere dinlerinden donmeleri icin yaptiklari iskenceleri seyredenlerin cani ciksin!
Celal Yıldırım : Hani ya onlar ateşin çevresinde oturmuşlardı. .
Diyanet İşleri : (6-7) O vakit, ateşin etrafında oturmuş, mü’minlere yaptıklarını seyrediyorlardı.
Diyanet İşleri (eski) : (4-7) Hazırladıkları hendekleri, tutuşturulmuş ateşle doldurarak onun çevresinde oturup, inanmış kimselere dinlerinden dönmeleri için yaptıkları işkenceleri seyredenler kahrolmuştur!
Diyanet Vakfi : (1-7) Burçlara sahip gökyüzüne, geleceği bildirilmiş olan güne, (o günde) tanıklık edene ve edilene andolsun ki, ateşle dolu hendeğe atılanlar (yakılarak) öldürüldü. Onlar (yakanlar) da başlarına oturmuşlar, müminlere yapmakta oldukları işkenceyi seyrediyorlardı.
Edip Yüksel : Başında oturmuşlar,
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Hani o ateşin başına oturmuşlar,
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : O zaman ki, çevresinde oturmuşlardı.
Elmalılı Hamdi Yazır : O vakıt ki üzerine oturmuştular
Fizilal-il Kuran : Hani onlar hendeklerin başında oturuyorlardı.
Gültekin Onan : Hani kendileri (ateş hendeğinin) çevresinde oturmuşlardı.
Hakkı Yılmaz : Hani onlar, onun üzerine oturmuşlar
Hasan Basri Çantay : O zaman onlar (o ateşin) etrafında oturucu idiler.
Hayrat Neşriyat : (6-7) O vakit onlar, onun üzerine (ateşin etrâfında) oturmuş kimseler idiler. Ve onlar, mü’minlere yapmakta olduklarını seyredicilerdi!
İbni Kesir : Hani onlar, onun çevresinde oturmuşlardı.
İskender Evrenosoğlu : Ki onlar, onun (ateşin) etrafında oturmuşlardı.
Muhammed Esed : Hani, onlar (keyifle) o (ateşi) seyretmişlerdi,
Ömer Nasuhi Bilmen : (5-6) Şiddetli tutuşturulmuş ateş (sahipleri). O vakit ki, onlar onun üzerine oturucu idiler.
Ömer Öngüt : Hani onlar o ateşin başına oturmuşlardı.
Şaban Piriş : Kenarında oturmuşlar.
Suat Yıldırım : (6-7) Hani onlar ateşin başında oturur, müminlere yaptıklarını acımasızca seyrederlerdi.
Süleyman Ateş : Onlar, o (ateş hendeği)nin başında oturmuşlardı.
Tefhim-ul Kuran : Hani kendileri (ateş hendeğinin) çevresinde oturmuşlardı.
Ümit Şimşek : (5-6) Tutuşturdukları ateşle dolu hendeklerin karşısına otururlar,
Yaşar Nuri Öztürk : Onlar onun başında oturmuşlardı.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}