Ali Fikri Yavuz Meali |
|
Kasem olsun, burçlar sahibi semâya,(85:1) | |
O vaad edilen güne (kıyamete),(85:2) | |
Cumaya ve arefe gününe ki,(85:3) | |
(Eski devirlerde müminlere çeşitli eziyetler yapan ve) Ashab-ı Uhdûd (diye adlanan kavim lânet edildiği gibi, Mekke müşrikleri de) lânetlenmiştir.(85:4) | |
İşkenceleri (Uhdûd’un), alevli ateştendi.(85:5) | |
O vakit, (o zalim kâfirler) ateşin etrafında oturmuştular;(85:6) | |
Ve müminlere yaptıklarına, (onları yakmalarına) şahid bulunuyorlardı.(85:7) | |
Müminlere kızdıkları da, ancak Azîz, Hamîd olan Allah’a iman etmeleri idi.(85:8) | |
O Allah ki, göklerin ve yerin mülkü O’nundur; ve Allah her şeye şahiddir.(85:9) | |
Muhakkak ki, mümin erkeklerle mümin kadınlara eziyet edenler, sonra da tevbe etmiyenler (var ya), işte onlara cehennem azabı var ve onlara yangın azabı var...(85:10) | |
İman edib salih ameller işliyenlere gelince; onlara (ağaçları ve evleri) altından ırmaklar akar cennetler var. İşte büyük kurtuluş budur... (*) Dikkat! Secde âyetidir.(85:11) | |
Gerçekten Rabbinin (zalimleri azabla) yakalayıvermesi çok şiddetlidir.(85:12) | |
Çünkü O, (mahlûkâtı yoktan var edib) yaratır ve, (sonra öldürüb tekrar) diriltir.(85:13) | |
Bununla beraber O, Gafûr’dur = tevbe edenleri bağışlayandır. Vedûd’dur = itaatkârları sevendir.(85:14) | |
Arşın sahibidir, Mecîd’dir = zâtında ve sıfatında pek büyüktür.(85:15) | |
Dilediğini hemen yapandır.(85:16) | |
(Ey Rasûlüm) geldi ya sana haberleri (o kâfirler topluluğu) orduların:(85:17) | |
Firavun’un ve Semûd’un... (Bunların, peygamberlerini tekzib edişlerini ve sonunda helâk edilişlerini biliyorsun. O halde sen müşriklerin eziyetlerine sabret ve onları böyle bir akıbetle korkut).(85:18) | |
Fakat o kâfir olanlar, hâlâ inkârdadırlar.(85:19) | |
Halbuki, Allah (kendilerini, ilim ve kudreti ile) arkalarından kuşatmıştır.(85:20) | |
(Onlar Kur’an’ı inkâr ededursunlar), doğrusu o çok şerefli bir Kur’an’dır.(85:21) | |
Bir Levh-i Mahfûz’dadır. (tahrif ve tağyirden korunmuştur).(85:22) | |