» 67 / Mülk  Suresi:

Kuran Sırası: 67
İniş Sırası: 77

Kırık Meal (Arapça) Meali
|تَبَارَكَ: ne mübarektir | الَّذِي: bulunan | بِيَدِهِ: elinde | الْمُلْكُ: mülk | وَهُوَ: ve O'nun | عَلَىٰ: üzerine | كُلِّ: her | شَيْءٍ: şey | قَدِيرٌ: gücü yeter | (67:1)
|الَّذِي: O ki | خَلَقَ: yarattı | الْمَوْتَ: ölümü | وَالْحَيَاةَ: ve hayatı | لِيَبْلُوَكُمْ: sizi denemek için | أَيُّكُمْ: hanginizin | أَحْسَنُ: daha güzel | عَمَلًا: iş yapacağınızı | وَهُوَ: ve O | الْعَزِيزُ: üstündür | الْغَفُورُ: bağışlayandır | (67:2)
|الَّذِي: ki O | خَلَقَ: yarattı | سَبْعَ: yedi | سَمَاوَاتٍ: göğü | طِبَاقًا: tabaka tabaka | مَا: | تَرَىٰ: görmezsin | فِي: | خَلْقِ: yaratmasında | الرَّحْمَٰنِ: Rahman'ın | مِنْ: hiçbir | تَفَاوُتٍ: aykırılık, uygunsuzluk | فَارْجِعِ: döndür de (bak) | الْبَصَرَ: gözü(nü) | هَلْ: -musun? | تَرَىٰ: görüyor- | مِنْ: hiçbir | فُطُورٍ: bozukluk | (67:3)
|ثُمَّ: sonra | ارْجِعِ: döndür (bak) | الْبَصَرَ: gözü(nü) | كَرَّتَيْنِ: iki kez daha | يَنْقَلِبْ: döner | إِلَيْكَ: sana | الْبَصَرُ: göz | خَاسِئًا: umudu keserek | وَهُوَ: ve o | حَسِيرٌ: hor ve bitkin | (67:4)
|وَلَقَدْ: ve andolsun | زَيَّنَّا: biz donattık | السَّمَاءَ: göğü | الدُّنْيَا: en yakın | بِمَصَابِيحَ: lambalarla | وَجَعَلْنَاهَا: ve onları yaptık | رُجُومًا: taşlamalar | لِلشَّيَاطِينِ: şeytanlar için | وَأَعْتَدْنَا: ve hazırladık | لَهُمْ: onlara | عَذَابَ: azabı | السَّعِيرِ: çılgın ateş | (67:5)
|وَلِلَّذِينَ: için vardır | كَفَرُوا: inkar edenler | بِرَبِّهِمْ: Rablerini | عَذَابُ: azabı | جَهَنَّمَ: cehennem | وَبِئْسَ: ve ne kötü | الْمَصِيرُ: gidilecek sonuçtur | (67:6)
|إِذَا: zaman | أُلْقُوا: atıldıkları | فِيهَا: oraya | سَمِعُوا: işitirler | لَهَا: onun | شَهِيقًا: homurtusunu | وَهِيَ: ve o | تَفُورُ: kaynıyor | (67:7)
|تَكَادُ: neredeyse | تَمَيَّزُ: çatlayacak | مِنَ: -den | الْغَيْظِ: öfke- | كُلَّمَا: her biri | أُلْقِيَ: atıldıkça | فِيهَا: onun içine | فَوْجٌ: topluluk | سَأَلَهُمْ: onlara sordu(lar) | خَزَنَتُهَا: onun bekçileri | أَلَمْ: | يَأْتِكُمْ: size gelmedi mi? | نَذِيرٌ: bir uyarıcı | (67:8)
|قَالُوا: dediler | بَلَىٰ: evet | قَدْ: andolsun | جَاءَنَا: bize geldi | نَذِيرٌ: uyarıcı | فَكَذَّبْنَا: ama biz yalanladık | وَقُلْنَا: ve dedik ki | مَا: | نَزَّلَ: indirmedi | اللَّهُ: Allah | مِنْ: hiçbir | شَيْءٍ: şey | إِنْ: hayır | أَنْتُمْ: siz | إِلَّا: ancak | فِي: içindesiniz | ضَلَالٍ: bir sapıklık | كَبِيرٍ: büyük | (67:9)
|وَقَالُوا: ve dediler ki | لَوْ: eğer | كُنَّا: biz | نَسْمَعُ: söz dinleseydik | أَوْ: yahut | نَعْقِلُ: düşünseydik | مَا: | كُنَّا: bulunmazdık | فِي: arasında | أَصْحَابِ: halkı | السَّعِيرِ: çılgın ateşin | (67:10)
|فَاعْتَرَفُوا: itiraf ettiler | بِذَنْبِهِمْ: günahlarını | فَسُحْقًا: uzak olsun | لِأَصْحَابِ: halkı | السَّعِيرِ: çılgın ateş | (67:11)
|إِنَّ: şüphesiz | الَّذِينَ: kimseler | يَخْشَوْنَ: saygılı olan(lar) | رَبَّهُمْ: Rablerine | بِالْغَيْبِ: görmedikleri halde | لَهُمْ: onlar için vardır | مَغْفِرَةٌ: bağış(lama) | وَأَجْرٌ: ve mükafat | كَبِيرٌ: büyük | (67:12)
|وَأَسِرُّوا: gizleyin | قَوْلَكُمْ: sözünüzü | أَوِ: yahut | اجْهَرُوا: açığa vurun | بِهِ: onu | إِنَّهُ: çünkü O | عَلِيمٌ: bilir | بِذَاتِ: özünü | الصُّدُورِ: göğüslerin | (67:13)
|أَلَا: | يَعْلَمُ: bilmez mi? | مَنْ: kimse | خَلَقَ: yaratan | وَهُوَ: ve O | اللَّطِيفُ: latiftir | الْخَبِيرُ: haber alandır | (67:14)
|هُوَ: O | الَّذِي: | جَعَلَ: yapandır | لَكُمُ: size | الْأَرْضَ: yeri | ذَلُولًا: boynu eğik | فَامْشُوا: haydi yürüyün | فِي: | مَنَاكِبِهَا: onun omuzlarında (yeryüzünde) | وَكُلُوا: ve yeyin | مِنْ: -ndan | رِزْقِهِ: O'nun rızkı- | وَإِلَيْهِ: ve O'nadır | النُّشُورُ: dönüş | (67:15)
|أَأَمِنْتُمْ: emin misiniz? | مَنْ: olanın | فِي: | السَّمَاءِ: gökte | أَنْ: | يَخْسِفَ: batırmayacağından | بِكُمُ: sizi | الْأَرْضَ: yere | فَإِذَا: O zaman | هِيَ: o (yer) | تَمُورُ: birden sallanır | (67:16)
|أَمْ: yoksa | أَمِنْتُمْ: siz emin misiniz? | مَنْ: olanın | فِي: | السَّمَاءِ: gökte | أَنْ: | يُرْسِلَ: göndermeyeceğinden | عَلَيْكُمْ: üzerine | حَاصِبًا: taş yağdıran (bir fırtına) | فَسَتَعْلَمُونَ: bileceksiniz | كَيْفَ: nasıldır | نَذِيرِ: tehdidim | (67:17)
|وَلَقَدْ: ve andolsun | كَذَّبَ: yalanladılar | الَّذِينَ: kimseler | مِنْ: | قَبْلِهِمْ: onlardan önceki | فَكَيْفَ: ama nasıl? | كَانَ: oldu | نَكِيرِ: benim inkarım | (67:18)
|أَوَلَمْ: | يَرَوْا: görmüyorlar mı? | إِلَى: | الطَّيْرِ: uçan kuşları | فَوْقَهُمْ: üstlerinde | صَافَّاتٍ: sıra sıra | وَيَقْبِضْنَ: açıp yumarak | مَا: | يُمْسِكُهُنَّ: onları (havada) tutmuyor | إِلَّا: başkası | الرَّحْمَٰنُ: Rahman'dan | إِنَّهُ: doğrusu O | بِكُلِّ: her | شَيْءٍ: şeyi | بَصِيرٌ: görmektedir | (67:19)
|أَمَّنْ: yahut kimdir? | هَٰذَا: şu | الَّذِي: olan | هُوَ: o | جُنْدٌ: askeriniz | لَكُمْ: sizin | يَنْصُرُكُمْ: size yardım edecek | مِنْ: | دُونِ: dışında | الرَّحْمَٰنِ: Rahman'nın | إِنِ: hayır | الْكَافِرُونَ: kafirler | إِلَّا: ancak | فِي: içindedirler | غُرُورٍ: derin bir gaflet ve aldanma | (67:20)
|أَمَّنْ: yahut kimdir? | هَٰذَا: o | الَّذِي: olan | يَرْزُقُكُمْ: size rızık verecek | إِنْ: eğer | أَمْسَكَ: tutacak olursa | رِزْقَهُ: O rızkını | بَلْ: doğrusu | لَجُّوا: onlar direnmektedirler | فِي: içinde | عُتُوٍّ: azgınlık | وَنُفُورٍ: ve nefret | (67:21)
|أَفَمَنْ: kimse mi? | يَمْشِي: yürüyen | مُكِبًّا: kapanarak | عَلَىٰ: | وَجْهِهِ: yüzüstü | أَهْدَىٰ: doğru gider | أَمَّنْ: yoksa kimse mi? | يَمْشِي: yürüyen | سَوِيًّا: düzgün | عَلَىٰ: üzerinde | صِرَاطٍ: yol | مُسْتَقِيمٍ: dosdoğru | (67:22)
|قُلْ: de ki | هُوَ: O'dur | الَّذِي: | أَنْشَأَكُمْ: sizi yaratan | وَجَعَلَ: ve veren | لَكُمُ: size | السَّمْعَ: işitme (duyusu) | وَالْأَبْصَارَ: ve gözler | وَالْأَفْئِدَةَ: ve gönüller | قَلِيلًا: ne kadar az | مَا: | تَشْكُرُونَ: şükrediyorsunuz | (67:23)
|قُلْ: de ki | هُوَ: O'dur | الَّذِي: | ذَرَأَكُمْ: sizi üreten | فِي: | الْأَرْضِ: yerde | وَإِلَيْهِ: ve O'na | تُحْشَرُونَ: huzuruna toplanacaksınız | (67:24)
|وَيَقُولُونَ: ve diyorlar | مَتَىٰ: ne zaman? | هَٰذَا: bu | الْوَعْدُ: tehdid(ettiğiniz azab) | إِنْ: eğer | كُنْتُمْ: iseniz | صَادِقِينَ: doğru (söylüyor) | (67:25)
|قُلْ: de ki | إِنَّمَا: şüphesiz | الْعِلْمُ: bilgi | عِنْدَ: yanındadır | اللَّهِ: Allah'ın | وَإِنَّمَا: ve ancak | أَنَا: ben | نَذِيرٌ: bir uyarıcıyım | مُبِينٌ: apaçık | (67:26)
|فَلَمَّا: ne zaman ki | رَأَوْهُ: onu görünce | زُلْفَةً: yakından | سِيئَتْ: kötüleşti | وُجُوهُ: yüzleri | الَّذِينَ: kimselerin | كَفَرُوا: inkar eden(lerin) | وَقِيلَ: ve dendi | هَٰذَا: işte budur | الَّذِي: | كُنْتُمْ: olduğunuz şey | بِهِ: onu | تَدَّعُونَ: çağırıyor(lar) | (67:27)
|قُلْ: de ki | أَرَأَيْتُمْ: baksanıza | إِنْ: eğer | أَهْلَكَنِيَ: beni öldürse | اللَّهُ: Allah | وَمَنْ: ve olanları | مَعِيَ: benimle beraber | أَوْ: yahut | رَحِمَنَا: bize acısa da | فَمَنْ: kim? | يُجِيرُ: kurtarabilir | الْكَافِرِينَ: kafirleri | مِنْ: -dan | عَذَابٍ: azab- | أَلِيمٍ: acıklı | (67:28)
|قُلْ: de ki | هُوَ: O | الرَّحْمَٰنُ: çok merhametlidir | امَنَّا: inanmışşızdır | بِهِ: O'na | وَعَلَيْهِ: ve O'na | تَوَكَّلْنَا: dayanmışızdır | فَسَتَعْلَمُونَ: yakında bileceksiniz | مَنْ: kimdir | هُوَ: O | فِي: içinde olan | ضَلَالٍ: bir sapıklık | مُبِينٍ: apaçık | (67:29)
|قُلْ: de ki | أَرَأَيْتُمْ: baksanıza | إِنْ: eğer | أَصْبَحَ: olsa | مَاؤُكُمْ: suyunuz | غَوْرًا: çekilmiş | فَمَنْ: kim | يَأْتِيكُمْ: size getirebilir? | بِمَاءٍ: bir su | مَعِينٍ: akar | (67:30)


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{sure_meali.php}