Ali Bulaç Meali |
|
Gök, çatlayıp yarıldığı zaman,(82:1) | |
Yıldızlar, dağılıp yayıldığı zaman,(82:2) | |
Denizler, fışkırtılıp taşırıldığı zaman,(82:3) | |
Ve kabirlerin içi 'deşilip dışa atıldığı' zaman;(82:4) | |
(Artık her) Nefis önceden takdim ettiklerini ve ertelediklerini bilip öğrenmiştir.(82:5) | |
Ey insan, 'üstün kerem sahibi' olan Rabbine karşı seni aldatıp yanıltan nedir?(82:6) | |
Ki O, seni yarattı, 'sana bir düzen içinde biçim verdi' ve seni bir itidal üzere kıldı.(82:7) | |
Dilediği bir surette seni tertib etti.(82:8) | |
Asla, hayır; siz dini yalanlıyorsunuz;(82:9) | |
Oysa gerçekten sizin üzerinizde koruyucular var,(82:10) | |
'Şerefli üstün' yazıcılar.(82:11) | |
Her yapmakta olduğunuzu bilirler.(82:12) | |
Şüphesiz ebrar olanlar, elbette nimetler(le donatılmış cennetler) içindedirler.(82:13) | |
Ve şüphesiz facir (kötü) olanlar da, elbette çılgınca yanan ateşin içindedirler.(82:14) | |
Onlar, din günü oraya yollanırlar.(82:15) | |
Ve ondan ayrılıp kaybolacak değildirler.(82:16) | |
Din gününü sana bildiren şey nedir?(82:17) | |
Ve yine din gününü sana bildiren şey nedir?(82:18) | |
Hiçbir nefsin bir başka nefse herhangi bir şeye güç yetiremeyeceği gündür; o gün emir yalnızca Allah'ındır.(82:19) | |