| Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) Meali |
|
 Bir isteyen, olacak azabı istedi.(70:1) | |
| Kâfirler için onu savacak yok.(70:2) | |
| O, derece ve makamların sahibi Allah'tandır.(70:3) | |
| Melekler ve Ruh miktarı ellibin yıl süren bir gün içinde ona çıkar.(70:4) | |
| O halde güzel bir sabır ile sabret.(70:5) | |
| Çünkü onlar onu uzak görürler.(70:6) | |
| Biz ise onu yakın görüyoruz.(70:7) | |
| O gün gök erimiş bir maden gibi olur.(70:8) | |
| Dağlar da atılmış renkli yün gibi olur.(70:9) | |
| Dost dostun halini soramaz.(70:10) | |
| Birbirlerine gösterilirler. Suçlu o günün azabından kurtulmak için fidye vermek ister; oğullarını,(70:11) | |
| Eşini ve kardeşini,(70:12) | |
| Kendisini barındıran, içinde yetiştiği tüm ailesini,(70:13) | |
| Ve yeryüzünde bulunanların hepsini ki, tek kendini kurtarabilsin.(70:14) | |
| Hayır, o alevlenen bir ateştir.(70:15) | |
| Derileri kavurur, soyar.(70:16) | |
| Çağırır, sırtını dönüp gideni,(70:17) | |
| Mal toplayıp kasada yığanı,(70:18) | |
| Doğrusu insan dayanıksız ve huysuz yaratılmıştır.(70:19) | |
| Kendisine kötülük dokundu mu sızlanır.(70:20) | |
| Kendisine hayır dokundu mu cimrilik eder.(70:21) | |
| Ancak namaz kılanlar bunun dışındadır.(70:22) | |
| Onlar ki namazlarını sürekli kılarlar.(70:23) | |
| Onların mallarında belli bir hak vardır,(70:24) | |
| Hem isteyen için, hem de istemekten utanan yoksul için.(70:25) | |
| Onlar ki ceza gününü tasdik ederler.(70:26) | |
| Rablerinin azabından korkarlar.(70:27) | |
| Çünkü Rablerinin azabından emin olunmaz.(70:28) | |
| Onlar ki ırzlarını korurlar.(70:29) | |
| Ancak zevcelerine ve cariyelerine karşı hariç. Çünkü onlara yaklaştıklarında kınanmazlar.(70:30) | |
| Bundan ötesini isteyenler, var ya işte onlar haddi aşanlardır.(70:31) | |
| Onlar emanetlerini ve ahitlerini gözetirler.(70:32) | |
| Şahitliklerinde dürüsttürler.(70:33) | |
| Namazlarına devam ederler.(70:34) | |
| İşte bunlar cennetlerde ağırlanırlar.(70:35) | |
| Şimdi ne oluyor o inkâr edenlere ki, sana doğru boyunlarını uzatarak koşuyorlar?(70:36) | |
| Sağdan ve soldan bölük bölük.(70:37) | |
| Onlardan herbiri, bir nimet cennetine sokulacağını mı umuyor?(70:38) | |
| Hayır, biz onları bildikleri şeyden yarattık.(70:39) | |
| Artık o doğuların ve batıların Rabbine yemine ne gerek, elbette bizim gücümüz yeter.(70:40) | |
| Onları kendilerinden daha hayırlı olanlarla değiştirebiliriz ve bizim önümüze geçilmez.(70:41) | |
| O halde bırak onları, kendilerine vaad edilen günlerine kavuşuncaya kadar dalıp oynayadursunlar.(70:42) | |
| O gün kabirlerden hızlı hızlı çıkacaklar, sanki putlara gidiyorlarmış gibi fırlayacaklar.(70:43) | |
| Gözleri düşük, kendilerini bir alçaklık saracak da saracak. İşte onlara vaad edilen gün, o gündür.(70:44) | |
