Ali Bulaç Meali |
|
Sarıp örttüğü zaman geceye andolsun,(92:1) | |
Parıldayıp aydınlandığı zaman gündüze,(92:2) | |
Erkeği ve dişiyi yaratana;(92:3) | |
Gerçekten sizin çabalarınız (çelişkili, parça parça) darmadağınıktır.(92:4) | |
Fakat kim verir ve korkup sakınırsa,(92:5) | |
Ve en güzel olanı doğrularsa,(92:6) | |
Biz de onu kolay olan için başarılı kılacağız.(92:7) | |
Kim de cimrilik eder, kendini müstağni görürse,(92:8) | |
Ve en güzel olanı yalan sayarsa,(92:9) | |
Biz de ona en zorlu olanı (azaba uğramasını) kolaylaştıracağız.(92:10) | |
Tereddi edeceği (başaşağı düşüşe uğrayacağı) zaman, malı ona hiç yarar sağlamaz.(92:11) | |
Şüphesiz, bize ait olan, yol göstermektir.(92:12) | |
Gerçekten, son da, ilk de (ahiret ve dünya) bizimdir.(92:13) | |
Artık sizi, 'alevleri kabardıkça kabaran' bir ateşle uyardım.(92:14) | |
Ona, ancak en bedbaht olandan başkası yollanmaz;(92:15) | |
Ki o, yalanlamış ve yüz çevirmişti.(92:16) | |
Sakınan ise, ondan uzak tutulacaktır.(92:17) | |
Ki o, malını vererek temizlenip arınır.(92:18) | |
Onun yanında hiç kimsenin karşılığı verilecek bir nimeti (borcu) yoktur.(92:19) | |
Ancak yüce Rabbinin rızasını aramak için (verir).(92:20) | |
Muhakkak kendisi de ileride razı olacaktır.(92:21) | |