» 66 / Tahrîm  6:

Kuran Sırası: 66
İniş Sırası: 107
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12

 » 66 / Tahrîm  Suresi: 6
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. يَا (YE) = yā : EY/HEY/AH
2. أَيُّهَا (ÊYHE) = eyyuhā : SİZ!
3. الَّذِينَ (ELZ̃YN) = elleƶīne : kimseler
4. امَنُوا ( ËMNVE) = āmenū : inanan(lar)
5. قُوا (GVE) = ḳū : koruyun
6. أَنْفُسَكُمْ (ÊNFSKM) = enfusekum : kendinizi
7. وَأَهْلِيكُمْ (VÊHLYKM) = ve ehlīkum : ve ailenizi
8. نَارًا (NERE) = nāran : bir ateşten
9. وَقُودُهَا (VGVD̃HE) = veḳūduhā : onun yakıtı ise
10. النَّاسُ (ELNES) = n-nāsu : insanlardır
11. وَالْحِجَارَةُ (VELḪCERT) = velHicāratu : ve taşlardır
12. عَلَيْهَا (ALYHE) = ǎleyhā : onun başında
13. مَلَائِكَةٌ (MLEÙKT) = melāiketun : melekler vardır
14. غِلَاظٌ (ĞLEƵ) = ğilāZun : gayet katı
15. شِدَادٌ (ŞD̃ED̃) = şidādun : şiddetli
16. لَا (LE) = lā :
17. يَعْصُونَ (YAṦVN) = yeǎ'Sūne : karşı gelmeyen
18. اللَّهَ (ELLH) = llahe : Allah'ın
19. مَا (ME) = mā : şeye
20. أَمَرَهُمْ (ÊMRHM) = emerahum : kendilerine buyurduğu
21. وَيَفْعَلُونَ (VYFALVN) = veyef'ǎlūne : ve yapan
22. مَا (ME) = mā : şeyi
23. يُؤْمَرُونَ (YÙMRVN) = yu'merūne : emredildikleri
EY/HEY/AH | SİZ! | kimseler | inanan(lar) | koruyun | kendinizi | ve ailenizi | bir ateşten | onun yakıtı ise | insanlardır | ve taşlardır | onun başında | melekler vardır | gayet katı | şiddetli | | karşı gelmeyen | Allah'ın | şeye | kendilerine buyurduğu | ve yapan | şeyi | emredildikleri |

[Y] [EYH] [] [EMN] [VGY] [NFS] [EHL] [NVR] [VGD̃] [NVS] [ḪCR] [] [MLK] [ĞLƵ] [ŞD̃D̃] [] [AṦY] [] [] [EMR] [FAL] [] [EMR]
YE ÊYHE ELZ̃YN ËMNVE GVE ÊNFSKM VÊHLYKM NERE VGVD̃HE ELNES VELḪCERT ALYHE MLEÙKT ĞLEƵ ŞD̃ED̃ LE YAṦVN ELLH ME ÊMRHM VYFALVN ME YÙMRVN

eyyuhā elleƶīne āmenū ḳū enfusekum ve ehlīkum nāran veḳūduhā n-nāsu velHicāratu ǎleyhā melāiketun ğilāZun şidādun yeǎ'Sūne llahe emerahum veyef'ǎlūne yu'merūne
يا أيها الذين آمنوا قوا أنفسكم وأهليكم نارا وقودها الناس والحجارة عليها ملائكة غلاظ شداد لا يعصون الله ما أمرهم ويفعلون ما يؤمرون

 » 66 / Tahrîm  Suresi: 6
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
يا ي | Y YE EY/HEY/AH """O!"
أيها أ ي ه | EYH ÊYHE eyyuhā SİZ! You
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimseler (you) who
آمنوا ا م ن | EMN ËMNVE āmenū inanan(lar) believe!
قوا و ق ي | VGY GVE ḳū koruyun Protect
أنفسكم ن ف س | NFS ÊNFSKM enfusekum kendinizi yourselves
وأهليكم ا ه ل | EHL VÊHLYKM ve ehlīkum ve ailenizi and your families
نارا ن و ر | NVR NERE nāran bir ateşten (from) a Fire
وقودها و ق د | VGD̃ VGVD̃HE veḳūduhā onun yakıtı ise whose fuel
الناس ن و س | NVS ELNES n-nāsu insanlardır (is) people
والحجارة ح ج ر | ḪCR VELḪCERT velHicāratu ve taşlardır and stones,
عليها | ALYHE ǎleyhā onun başında over it
ملائكة م ل ك | MLK MLEÙKT melāiketun melekler vardır (are) Angels
غلاظ غ ل ظ | ĞLƵ ĞLEƵ ğilāZun gayet katı stern,
شداد ش د د | ŞD̃D̃ ŞD̃ED̃ şidādun şiddetli "severe;"
لا | LE not
يعصون ع ص ي | AṦY YAṦVN yeǎ'Sūne karşı gelmeyen they disobey
الله | ELLH llahe Allah'ın Allah
ما | ME şeye (in) what
أمرهم ا م ر | EMR ÊMRHM emerahum kendilerine buyurduğu He Commands them
ويفعلون ف ع ل | FAL VYFALVN veyef'ǎlūne ve yapan but they do
ما | ME şeyi what
يؤمرون ا م ر | EMR YÙMRVN yu'merūne emredildikleri they are commanded.

66:6 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

EY/HEY/AH | SİZ! | kimseler | inanan(lar) | koruyun | kendinizi | ve ailenizi | bir ateşten | onun yakıtı ise | insanlardır | ve taşlardır | onun başında | melekler vardır | gayet katı | şiddetli | | karşı gelmeyen | Allah'ın | şeye | kendilerine buyurduğu | ve yapan | şeyi | emredildikleri |

[Y] [EYH] [] [EMN] [VGY] [NFS] [EHL] [NVR] [VGD̃] [NVS] [ḪCR] [] [MLK] [ĞLƵ] [ŞD̃D̃] [] [AṦY] [] [] [EMR] [FAL] [] [EMR]
YE ÊYHE ELZ̃YN ËMNVE GVE ÊNFSKM VÊHLYKM NERE VGVD̃HE ELNES VELḪCERT ALYHE MLEÙKT ĞLEƵ ŞD̃ED̃ LE YAṦVN ELLH ME ÊMRHM VYFALVN ME YÙMRVN

eyyuhā elleƶīne āmenū ḳū enfusekum ve ehlīkum nāran veḳūduhā n-nāsu velHicāratu ǎleyhā melāiketun ğilāZun şidādun yeǎ'Sūne llahe emerahum veyef'ǎlūne yu'merūne
يا أيها الذين آمنوا قوا أنفسكم وأهليكم نارا وقودها الناس والحجارة عليها ملائكة غلاظ شداد لا يعصون الله ما أمرهم ويفعلون ما يؤمرون

[ي] [أ ي ه] [] [ا م ن] [و ق ي] [ن ف س] [ا ه ل] [ن و ر] [و ق د] [ن و س] [ح ج ر] [] [م ل ك] [غ ل ظ] [ش د د] [] [ع ص ي] [] [] [ا م ر] [ف ع ل] [] [ا م ر]

 » 66 / Tahrîm  Suresi: 6
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
يا ي | Y YE EY/HEY/AH """O!"
Ye,Elif,
10,1,

أيها أ ي ه | EYH ÊYHE eyyuhā SİZ! You
,Ye,He,Elif,
,10,5,1,
VOC – prefixed vocative particle ya
N – nominative noun
أداة نداء
اسم مرفوع
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimseler (you) who
Elif,Lam,Zel,Ye,Nun,
1,30,700,10,50,
REL – masculine plural relative pronoun
اسم موصول
آمنوا ا م ن | EMN ËMNVE āmenū inanan(lar) believe!
,Mim,Nun,Vav,Elif,
,40,50,6,1,
V – 3rd person masculine plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
قوا و ق ي | VGY GVE ḳū koruyun Protect
Gaf,Vav,Elif,
100,6,1,
V – 2nd person masculine plural imperative verb
PRON – subject pronoun
فعل أمر والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
أنفسكم ن ف س | NFS ÊNFSKM enfusekum kendinizi yourselves
,Nun,Fe,Sin,Kef,Mim,
,50,80,60,20,40,
N – accusative feminine plural noun
PRON – 2nd person masculine plural possessive pronoun
اسم منصوب والكاف ضمير متصل في محل جر بالاضافة
وأهليكم ا ه ل | EHL VÊHLYKM ve ehlīkum ve ailenizi and your families
Vav,,He,Lam,Ye,Kef,Mim,
6,,5,30,10,20,40,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – accusative noun
PRON – 2nd person masculine plural possessive pronoun
الواو عاطفة
اسم منصوب والكاف ضمير متصل في محل جر بالاضافة
نارا ن و ر | NVR NERE nāran bir ateşten (from) a Fire
Nun,Elif,Re,Elif,
50,1,200,1,
"N – accusative feminine indefinite noun → Hell"
اسم منصوب
وقودها و ق د | VGD̃ VGVD̃HE veḳūduhā onun yakıtı ise whose fuel
Vav,Gaf,Vav,Dal,He,Elif,
6,100,6,4,5,1,
N – nominative masculine noun
PRON – 3rd person feminine singular possessive pronoun
اسم مرفوع و«ها» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
الناس ن و س | NVS ELNES n-nāsu insanlardır (is) people
Elif,Lam,Nun,Elif,Sin,
1,30,50,1,60,
N – nominative masculine plural noun
اسم مرفوع
والحجارة ح ج ر | ḪCR VELḪCERT velHicāratu ve taşlardır and stones,
Vav,Elif,Lam,Ha,Cim,Elif,Re,Te merbuta,
6,1,30,8,3,1,200,400,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – nominative feminine noun
الواو عاطفة
اسم مرفوع
عليها | ALYHE ǎleyhā onun başında over it
Ayn,Lam,Ye,He,Elif,
70,30,10,5,1,
P – preposition
PRON – 3rd person feminine singular object pronoun
جار ومجرور
ملائكة م ل ك | MLK MLEÙKT melāiketun melekler vardır (are) Angels
Mim,Lam,Elif,,Kef,Te merbuta,
40,30,1,,20,400,
N – nominative masculine plural indefinite noun
اسم مرفوع
غلاظ غ ل ظ | ĞLƵ ĞLEƵ ğilāZun gayet katı stern,
Ğayn,Lam,Elif,Zı,
1000,30,1,900,
ADJ – nominative masculine plural indefinite adjective
صفة مرفوعة
شداد ش د د | ŞD̃D̃ ŞD̃ED̃ şidādun şiddetli "severe;"
Şın,Dal,Elif,Dal,
300,4,1,4,
ADJ – nominative masculine plural indefinite adjective
صفة مرفوعة
لا | LE not
Lam,Elif,
30,1,
NEG – negative particle
حرف نفي
يعصون ع ص ي | AṦY YAṦVN yeǎ'Sūne karşı gelmeyen they disobey
Ye,Ayn,Sad,Vav,Nun,
10,70,90,6,50,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
الله | ELLH llahe Allah'ın Allah
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – accusative proper noun → Allah"
لفظ الجلالة منصوب
ما | ME şeye (in) what
Mim,Elif,
40,1,
REL – relative pronoun
اسم موصول
أمرهم ا م ر | EMR ÊMRHM emerahum kendilerine buyurduğu He Commands them
,Mim,Re,He,Mim,
,40,200,5,40,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
فعل ماض و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
ويفعلون ف ع ل | FAL VYFALVN veyef'ǎlūne ve yapan but they do
Vav,Ye,Fe,Ayn,Lam,Vav,Nun,
6,10,80,70,30,6,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
الواو عاطفة
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
ما | ME şeyi what
Mim,Elif,
40,1,
REL – relative pronoun
اسم موصول
يؤمرون ا م ر | EMR YÙMRVN yu'merūne emredildikleri they are commanded.
Ye,,Mim,Re,Vav,Nun,
10,,40,200,6,50,
V – 3rd person masculine plural passive imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع مبني للمجهول والواو ضمير متصل في محل رفع نائب فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |يَا : EY/HEY/AH | أَيُّهَا: SİZ! | الَّذِينَ: kimseler | امَنُوا: inanan(lar) | قُوا: koruyun | أَنْفُسَكُمْ: kendinizi | وَأَهْلِيكُمْ: ve ailenizi | نَارًا: bir ateşten | وَقُودُهَا: onun yakıtı ise | النَّاسُ: insanlardır | وَالْحِجَارَةُ: ve taşlardır | عَلَيْهَا: onun başında | مَلَائِكَةٌ: melekler vardır | غِلَاظٌ: gayet katı | شِدَادٌ: şiddetli | لَا: | يَعْصُونَ: karşı gelmeyen | اللَّهَ: Allah'ın | مَا: şeye | أَمَرَهُمْ: kendilerine buyurduğu | وَيَفْعَلُونَ: ve yapan | مَا: şeyi | يُؤْمَرُونَ: emredildikleri |
Kırık Meal (Harekesiz) : |يا YE EY/HEY/AH | أيها ÊYHE SİZ! | الذين ELZ̃YN kimseler | آمنوا ËMNWE inanan(lar) | قوا GWE koruyun | أنفسكم ÊNFSKM kendinizi | وأهليكم WÊHLYKM ve ailenizi | نارا NERE bir ateşten | وقودها WGWD̃HE onun yakıtı ise | الناس ELNES insanlardır | والحجارة WELḪCERT ve taşlardır | عليها ALYHE onun başında | ملائكة MLEÙKT melekler vardır | غلاظ ĞLEƵ gayet katı | شداد ŞD̃ED̃ şiddetli | لا LE | يعصون YAṦWN karşı gelmeyen | الله ELLH Allah'ın | ما ME şeye | أمرهم ÊMRHM kendilerine buyurduğu | ويفعلون WYFALWN ve yapan | ما ME şeyi | يؤمرون YÙMRWN emredildikleri |
Kırık Meal (Okunuş) : |: EY/HEY/AH | eyyuhā: SİZ! | elleƶīne: kimseler | āmenū: inanan(lar) | ḳū: koruyun | enfusekum: kendinizi | ve ehlīkum: ve ailenizi | nāran: bir ateşten | veḳūduhā: onun yakıtı ise | n-nāsu: insanlardır | velHicāratu: ve taşlardır | ǎleyhā: onun başında | melāiketun: melekler vardır | ğilāZun: gayet katı | şidādun: şiddetli | : | yeǎ'Sūne: karşı gelmeyen | llahe: Allah'ın | : şeye | emerahum: kendilerine buyurduğu | veyef'ǎlūne: ve yapan | : şeyi | yu'merūne: emredildikleri |
Kırık Meal (Transcript) : |YE: EY/HEY/AH | ÊYHE: SİZ! | ELZ̃YN: kimseler | ËMNVE: inanan(lar) | GVE: koruyun | ÊNFSKM: kendinizi | VÊHLYKM: ve ailenizi | NERE: bir ateşten | VGVD̃HE: onun yakıtı ise | ELNES: insanlardır | VELḪCERT: ve taşlardır | ALYHE: onun başında | MLEÙKT: melekler vardır | ĞLEƵ: gayet katı | ŞD̃ED̃: şiddetli | LE: | YAṦVN: karşı gelmeyen | ELLH: Allah'ın | ME: şeye | ÊMRHM: kendilerine buyurduğu | VYFALVN: ve yapan | ME: şeyi | YÙMRVN: emredildikleri |
Abdulbaki Gölpınarlı : Ey inananlar, koruyun kendinizi ve ailenizi o ateşten ki yakacağı şeyler, insanlardır ve kibrit taşlarıyla da harâreti ve alevi çoğalıp durur, kalpleri katı ve kuvvetli melekler de ona memûrdur ki Allah ne emrettiyse isyân etmezler ve emredildikleri şeyi işlerler.
Adem Uğur : Ey inananlar! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun. Onun başında, acımasız, güçlü, Allah'ın kendilerine buyurduğuna karşı gelmeyen ve emredildiklerini yapan melekler vardır.
Ahmed Hulusi : Ey iman edenler! Nefslerinizi (benliğinizi) ve ehlinizi (bedeninizin gelecekteki karşılığını), yakıtı insanlar ve taşlar (tapındıkları heykeller, putlar türü cansızlar) olan Nâr'dan koruyun! Onda hükmedildiği üzere emredildiklerini yapan; kendilerine emrettiği konuda Allâh'a âsi olmayan, çok güçlü, çok şiddetli acımasız, melekler (kuvveler) vardır!
Ahmet Tekin : Ey iman edenler, kendinizi, birbirinizi, ailenizi, halkınızı ve mü’minleri ateşten Cehennem’den koruyun. O ateşin yakıtı insanlar, suçlular, kâfirler, putperestler ve mâbut saydıkları taş putlardır. O ateşin başında kaba ve sert tabiatlı melekler vardır. Allah’ın kendilerine emrettiğine karşı gelmezler. Kendilerine emredilen şeyleri yaparlar.
Ahmet Varol : Ey iman edenler! Kendinizi ve ailelerinizi yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun. Onun başında gayet haşin, sert; Allah'ın kendilerine emrettiğine karşı gelmeyen ve kendilerine emredileni yapan melekler vardır.
Ali Bulaç : Ey iman edenler! Kendinizi ve yakınlarınızı ateşten koruyun ki onun yakıtı insanlar ve taşlardır; üzerinde oldukça sert, güçlü melekler vardır. Allah kendilerine neyi emretmişse ona isyan etmezler ve emredildiklerini yerine getirirler.
Ali Fikri Yavuz : Ey iman edenler! Kendinizi ve aile halkınızı öyle bir ateşten koruyun ki, onun tutuşturucusu insanlarla taşlardır. (O ateşin) üzerinde öyle melekler vardır ki, çok sert, çok kuvvetlidirler. Allah kendilerine ne emretti ise, ona isyan etmezler ve emredildikleri şeyi yaparlar.
Bekir Sadak : Ey inananlar! Kendinizi ve coluk cocugunuzu cehennem atesinden koruyun; onun yakiti, insanlar ve taslardir; gorevlileri, Allah'in kendilerine verdigi emirlere bas kaldirmayan, kendilerine buyrulanlari yerine getiren pek hasin meleklerdir.
Celal Yıldırım : Ey imân edenler! Kendinizi ve ailenizi Cehennem ateşinden koruyun ki onun yakıtı insan ve taştır; üzerinde kaba yapılı sert tabiatlı görevli melekler bulunuyordur; Allah'ın kendilerine emrettiği hususlarda O'na karşı gelmezler; emrolundukları şeyleri (kusursuz) yerine getirirler.
Diyanet İşleri : Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun. O ateşin başında gayet katı, çetin, Allah’ın kendilerine verdiği emirlere karşı gelmeyen ve kendilerine emredilen şeyi yapan melekler vardır.
Diyanet İşleri (eski) : Ey inananlar! Kendinizi ve çoluk çocuğunuzu cehennem ateşinden koruyun; onun yakıtı, insanlar ve taşlardır; görevlileri, Allah'ın kendilerine verdiği emirlere baş kaldırmayan, kendilerine buyrulanları yerine getiren pek haşin meleklerdir.
Diyanet Vakfi : Ey inananlar! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun. Onun başında, acımasız, güçlü, Allah'ın kendilerine buyurduğuna karşı gelmeyen ve emredildiklerini yapan melekler vardır.
Edip Yüksel : Ey inananlar, yakıtı halk ve taşlar olan ateşten kendinizi ve ailenizi koruyun. Ateşin üzerinde sert ve güçlü melekler olup, ALLAH'ın buyruğuna karşı gelmezler ve kendilerine ne emredilmişse onu uygularlar.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Ey inananlar! Kendinizi ve ailenizi bir ateşten koruyun ki onun yakıtı insanlar ve taşlardır. Onun başında gayet katı, şiddetli, Allah'ın kendilerine buyurduğuna karşı gelmeyen ve emredildikleri şeyi yapan melekler vardır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Ey iman edenler, kendilerinizi ve ailelerinizi bir ateşten koruyun ki, onun yakacağı insanlar ve taşlardır; onun başında son derece katı, çetin mi çetin melekler görevlidir. Allah kendilerine ne emrettiyse ona isyan etmezler ve emrolundukları her şeyi yaparlar.
Elmalılı Hamdi Yazır : Ey o bütün iyman edenler! Kendilerinizi ve ailelerinizi koruyun bir ateşten ki yakacağı o insanlar, o taşlardır, üzerinde öyle Melekler vardır ki yoğun mu yoğun, çetin mi çetin, Allah kendilerine ne emrettiyse ona ısyan etmezler ve her neye me'mur iseler yaparlar.
Fizilal-il Kuran : Ey inananlar! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun. Onun başında, iri gövdeli, haşin, Allah'ın kendilerine buyurduğuna karşı gelmeyen ve emredildiklerini yapan melekler vardır.
Gültekin Onan : Ey inananlar, kendinizi ve ehlinizi (yakınlarınızı) ateşten koruyun ki onun yakıtı insanlar ve taşlardır; üzerinde oldukça sert, güçlü melekler vardır. Tanrı kendilerine neyi buyurmuşsa ona isyan etmezler ve buyrulduklarını yerine getirirler.
Hakkı Yılmaz : (6,7) "Ey iman etmiş kimseler! Kendinizi ve yakınlarınızı, yakıtı insanlar ve taşlar olacak bir Ateş'ten koruyun. Ateşin üzerinde, Allah'a karşı gelmeyen, kendilerine emredilenleri yapan çetin ve kaba görevli güçler vardır. Ey kâfirler; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddetmiş kimseler! Bugün özür dilemeyin. Siz ancak işlediklerinizin cezasını çekeceksiniz! "
Hasan Basri Çantay : Ey îman edenler, gerek kendilerinizi, gerek ailelerinizi öyle bir ateşden koruyun ki onun yakacağı insanla taşdır. (O ateşin) üzerinde iri gövdeli, sert tabiatlı melekler vardır (me'murdur) ki onlar Allahın kendilerine emretdiği şeylere asla isyan etmezler. Neye de me'mur edilirlerse yaparlar.
Hayrat Neşriyat : Ey îmân edenler! Kendinizi ve âilenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan bir ateşten koruyun! Onun üzerinde sert, şiddetli, Allah’ın kendilerine emrettiğine isyân etmeyen ve ne emrolunurlarsa yapan melekler (zebâniler) vardır.
İbni Kesir : Ey iman edenler; kendinizi ve çoluk çocuğunuzu, yakacağı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun. Onun üzerinde iri gövdeli, haşin tabiatlı melekler vardır. Ki onlar; Allah'ın kendilerine emrettiğine katiyyen isyan etmezler. Ve emrolunduklarını yaparlar.
İskender Evrenosoğlu : Ey âmenû olanlar (Allah'a ulaşmayı dileyenler)! Yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten kendinizi ve ailenizi koruyun. Onun üzerinde çok güçlü ve çok sert (acımasız) melekler vardır. Allah'ın onlara emrettiği şeyde, Allah'a asi olmazlar ve emrolundukları şeyi yaparlar.
Muhammed Esed : Siz ey imana ermiş olanlar! Yakıtı insanlar ve taşlar olan (öteki dünyanın) ateş(in)den kendinizi ve size yakın olanları koruyun! Onun başında (gözetici olarak) bulunanlar, emrettiği hiçbir şeyde Allah'a karşı gelmeyen, ama (daima) kendilerinden isteneni yapan kararlı (ve) azimli meleklerdir.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ey imân etmiş olanlar! Nefislerinizi ve ailelerinizi bir ateşten koruyunuz ki, onun yakacağı, insanlardır ve taşlardır. Üzerinde iri gövdeli, sert tâbiatlı melekler vardır. Onlar, Allah'ın kendilerine emrettiği şeyde âsi olmazlar ve emrolundukları şeyi yapıverirler.
Ömer Öngüt : Ey iman edenler! Kendinizi ve âilenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun. Onun başında pek haşin, pek şiddetli, Allah'ın kendilerine verdiği emirlere baş kaldırmayan, emredildikleri şeyi yapan melekler vardır.
Şaban Piriş : -Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi ateşten koruyun. Onun yakıtı insanlar ve taşlardır. Onun başında, katı ve sert melekler vardır. Allah’ın kendilerine emrettiğine isyan etmezler. Ne emredilirse yaparlar.
Suat Yıldırım : Ey iman edenler! Kendilerinizi ve ailenizi, yakıtı insanlarla taşlar olan o müthiş ateşten koruyun. Onun başında kaba yapılı, sert ve şiddetli melekler olup onlar asla Allah’a isyan etmez ve kendilerine verilen bütün emirleri tam yerine getirirler.
Süleyman Ateş : Ey inananlar, kendinizi ve âilenizi bir ateşten koruyun ki onun yakıtı insanlar ve taşlardır. Onun başında gâyet katı, şiddetli, Allâh'ın kendilerine buyurduğuna karşı gelmeyen ve emredildikleri şeyi yapan melekler vardır.
Tefhim-ul Kuran : Ey iman edenler, kendinizi ve yakınlarınızı ateşten koruyun ki onun yakıtı insanlar ve taşlardır, üzerinde oldukça sert, güçlü melekler vardır. Allah kendilerine neyi emretmişse ona isyan etmezler ve emredildiklerini yerine getirirler.
Ümit Şimşek : Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi öyle bir ateşten koruyun ki, yakıtı insanlar ve taşlardır; başında ise hiçbir emrinde Allah'a isyan etmeyen ve ne emredilirse onu yapan güçlü ve sert tabiatlı melekler vardır.
Yaşar Nuri Öztürk : Ey iman sahipleri! Kendilerinizi ve ailelerinizi öyle bir ateşten koruyun ki, yakıtı insanlarla taşlardır. O ateşin başında çok katı, çok sert melekler vardır. Onlar, kendilerine emir verdiği konuda Allah'a isyan etmezler ve emredildikleri şeyi yaparlar.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}