Suat Yıldırım Meali |
|
Gazilerin nefes nefese koşan,(100:1) | |
Koşarken tırnaklarıyla kıvılcımlar saçan,(100:2) | |
Sabah erkenden baskın basan,(100:3) | |
O esnada tozu dumana katan,(100:4) | |
Derken düşman kuvvetinin ortasına dalan atların hakkı için ki:(100:5) | |
Gerçekten insan, Rabbine karşı çok nankördür!(100:6) | |
Kendisi de buna şahittir.(100:7) | |
Ondaki mal hırsı pek şiddetlidir.(100:8) | |
(9-10) Peki o insan, kendisinin ve malının âkıbetini hâlâ bilip anlamayacak mı? Kabirlerde olanlar diriltilip dışarı atıldığı zaman, sinelerin içinde bulunan her şey derlenip ortaya konulduğu zaman,(100:9) | |
İşte bilhassa o gün, Rab’leri, onların bütün yaptıklarından haberdardır.(100:11) | |