» 32 / Secde  17:

Kuran Sırası: 32
İniş Sırası: 75
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30

 » 32 / Secde  Suresi: 17
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. فَلَا (FLE) = fe lā : ve asla
2. تَعْلَمُ (TALM) = teǎ'lemu : bilemez
3. نَفْسٌ (NFS) = nefsun : hiç kimse
4. مَا (ME) = mā : ne
5. أُخْفِيَ (ÊḢFY) = uḣfiye : saklandığını
6. لَهُمْ (LHM) = lehum : onlar için
7. مِنْ (MN) = min :
8. قُرَّةِ (GRT) = ḳurrati : aydınlatıcı
9. أَعْيُنٍ (ÊAYN) = eǎ'yunin : gözler
10. جَزَاءً (CZEÙ) = cezā'en : karşılık olarak
11. بِمَا (BME) = bimā : şeylere
12. كَانُوا (KENVE) = kānū : oldukları
13. يَعْمَلُونَ (YAMLVN) = yeǎ'melūne : yapıyor(lar)
ve asla | bilemez | hiç kimse | ne | saklandığını | onlar için | | aydınlatıcı | gözler | karşılık olarak | şeylere | oldukları | yapıyor(lar) |

[] [ALM] [NFS] [] [ḢFY] [] [] [GRR] [AYN] [CZY] [] [KVN] [AML]
FLE TALM NFS ME ÊḢFY LHM MN GRT ÊAYN CZEÙ BME KENVE YAMLVN

fe lā teǎ'lemu nefsun uḣfiye lehum min ḳurrati eǎ'yunin cezā'en bimā kānū yeǎ'melūne
فلا تعلم نفس ما أخفي لهم من قرة أعين جزاء بما كانوا يعملون

 » 32 / Secde  Suresi: 17
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فلا | FLE fe lā ve asla And not
تعلم ع ل م | ALM TALM teǎ'lemu bilemez knows
نفس ن ف س | NFS NFS nefsun hiç kimse a soul
ما | ME ne what
أخفي خ ف ي | ḢFY ÊḢFY uḣfiye saklandığını is hidden
لهم | LHM lehum onlar için for them
من | MN min of
قرة ق ر ر | GRR GRT ḳurrati aydınlatıcı (the) comfort
أعين ع ي ن | AYN ÊAYN eǎ'yunin gözler (for) the eyes
جزاء ج ز ي | CZY CZEÙ cezā'en karşılık olarak (as) a reward
بما | BME bimā şeylere for what
كانوا ك و ن | KVN KENVE kānū oldukları they used (to)
يعملون ع م ل | AML YAMLVN yeǎ'melūne yapıyor(lar) do.

32:17 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ve asla | bilemez | hiç kimse | ne | saklandığını | onlar için | | aydınlatıcı | gözler | karşılık olarak | şeylere | oldukları | yapıyor(lar) |

[] [ALM] [NFS] [] [ḢFY] [] [] [GRR] [AYN] [CZY] [] [KVN] [AML]
FLE TALM NFS ME ÊḢFY LHM MN GRT ÊAYN CZEÙ BME KENVE YAMLVN

fe lā teǎ'lemu nefsun uḣfiye lehum min ḳurrati eǎ'yunin cezā'en bimā kānū yeǎ'melūne
فلا تعلم نفس ما أخفي لهم من قرة أعين جزاء بما كانوا يعملون

[] [ع ل م] [ن ف س] [] [خ ف ي] [] [] [ق ر ر] [ع ي ن] [ج ز ي] [] [ك و ن] [ع م ل]

 » 32 / Secde  Suresi: 17
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فلا | FLE fe lā ve asla And not
Fe,Lam,Elif,
80,30,1,
CONJ – prefixed conjunction fa (and)
NEG – negative particle
الفاء عاطفة
حرف نفي
تعلم ع ل م | ALM TALM teǎ'lemu bilemez knows
Te,Ayn,Lam,Mim,
400,70,30,40,
V – 3rd person feminine singular imperfect verb
فعل مضارع
نفس ن ف س | NFS NFS nefsun hiç kimse a soul
Nun,Fe,Sin,
50,80,60,
N – nominative feminine singular indefinite noun
اسم مرفوع
ما | ME ne what
Mim,Elif,
40,1,
REL – relative pronoun
اسم موصول
أخفي خ ف ي | ḢFY ÊḢFY uḣfiye saklandığını is hidden
,Hı,Fe,Ye,
,600,80,10,
V – 3rd person masculine singular (form IV) passive perfect verb
فعل ماض مبني للمجهول
لهم | LHM lehum onlar için for them
Lam,He,Mim,
30,5,40,
P – prefixed preposition lām
PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun
جار ومجرور
من | MN min of
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
قرة ق ر ر | GRR GRT ḳurrati aydınlatıcı (the) comfort
Gaf,Re,Te merbuta,
100,200,400,
N – genitive feminine noun
اسم مجرور
أعين ع ي ن | AYN ÊAYN eǎ'yunin gözler (for) the eyes
,Ayn,Ye,Nun,
,70,10,50,
"N – genitive feminine plural indefinite noun → Eye"
اسم مجرور
جزاء ج ز ي | CZY CZEÙ cezā'en karşılık olarak (as) a reward
Cim,Ze,Elif,,
3,7,1,,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
بما | BME bimā şeylere for what
Be,Mim,Elif,
2,40,1,
P – prefixed preposition bi
REL – relative pronoun
جار ومجرور
كانوا ك و ن | KVN KENVE kānū oldukları they used (to)
Kef,Elif,Nun,Vav,Elif,
20,1,50,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع اسم «كان»
يعملون ع م ل | AML YAMLVN yeǎ'melūne yapıyor(lar) do.
Ye,Ayn,Mim,Lam,Vav,Nun,
10,70,40,30,6,50,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |فَلَا: ve asla | تَعْلَمُ: bilemez | نَفْسٌ: hiç kimse | مَا: ne | أُخْفِيَ: saklandığını | لَهُمْ: onlar için | مِنْ: | قُرَّةِ: aydınlatıcı | أَعْيُنٍ: gözler | جَزَاءً: karşılık olarak | بِمَا: şeylere | كَانُوا: oldukları | يَعْمَلُونَ: yapıyor(lar) |
Kırık Meal (Harekesiz) : |فلا FLE ve asla | تعلم TALM bilemez | نفس NFS hiç kimse | ما ME ne | أخفي ÊḢFY saklandığını | لهم LHM onlar için | من MN | قرة GRT aydınlatıcı | أعين ÊAYN gözler | جزاء CZEÙ karşılık olarak | بما BME şeylere | كانوا KENWE oldukları | يعملون YAMLWN yapıyor(lar) |
Kırık Meal (Okunuş) : |fe lā: ve asla | teǎ'lemu: bilemez | nefsun: hiç kimse | : ne | uḣfiye: saklandığını | lehum: onlar için | min: | ḳurrati: aydınlatıcı | eǎ'yunin: gözler | cezā'en: karşılık olarak | bimā: şeylere | kānū: oldukları | yeǎ'melūne: yapıyor(lar) |
Kırık Meal (Transcript) : |FLE: ve asla | TALM: bilemez | NFS: hiç kimse | ME: ne | ÊḢFY: saklandığını | LHM: onlar için | MN: | GRT: aydınlatıcı | ÊAYN: gözler | CZEÙ: karşılık olarak | BME: şeylere | KENVE: oldukları | YAMLVN: yapıyor(lar) |
Abdulbaki Gölpınarlı : Hiç kimsecik bilmez onlar için gözleri aydınlatacak ne gizli şeyler var; yaptıklarına karşılık.
Adem Uğur : Hiç kimse işledikleri (iyi-yararlı) amellerine karşılık gözlerin aydınlığı olarak nelerin saklandığını bilmez.
Ahmed Hulusi : Yaptıklarına karşılık onlar için saklanan müjdeyi kimse bilmez.
Ahmet Tekin : Yaptıklarına karşılık olarak, onlar için ne mutluluklar saklandığını hiç kimse bilemez.
Ahmet Varol : Yaptıklarının karşılığı olarak kendilerini ne kadar büyük bir neşe ve mutluluk beklediğini hiç kimse bilemez.
Ali Bulaç : Artık hiçbir nefis, yaptıklarına karşılık olmak üzere kendileri için gözler aydınlığı olarak nelerin (sayısız nimetlerin) saklandığını bilmez.
Ali Fikri Yavuz : Artık (dünyada) işledikleri salih amellere mükâfat olarak kendileri için, göz aydınlığından ne hazırlanıb saklandığını kimse bilmez.
Bekir Sadak : Şimdi hiç kimse kendileri için, yaptıklarına karşılık gözler aydınlığı olacak şeylerden neler gizlenmiş olduğunu bilemez.
Celal Yıldırım : Hiç kimse işledikleri (iyi-yararlı) amellerine karşılık gözlerin aydınlığı olarak nelerin saklandığını bilmez.
Diyanet İşleri : Hiç kimse, yapmakta olduklarına karşılık olarak, onlar için saklanan göz aydınlıklarını bilemez.
Diyanet İşleri (eski) : Yaptıklarına karşılık onlar için saklanan müjdeyi kimse bilmez.
Diyanet Vakfi : Yaptıklarına karşılık olarak, onlar için ne mutluluklar saklandığını hiç kimse bilemez.
Edip Yüksel : Yaptıklarının karşılığı olarak kendilerini ne kadar büyük bir neşe ve mutluluk beklediğini hiç kimse bilemez.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Şimdi hiç kimse kendileri için, yaptıklarına karşılık gözler aydınlığı olacak şeylerden neler gizlenmiş olduğunu bilemez.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Şimdi kimse, yaptıklarına karşılık onlar için gizlenmiş olan gözler sürurunu (ne gibi sevindirici bir nimet saklandığını) bilemez.
Elmalılı Hamdi Yazır : Şimdi kimse bilemez onlar için gizlenmiş olan gözler sürurunu yaptıkları amellere mükâfat için
Fizilal-il Kuran : Yaptıklarına karşılık olarak, onlar için nice sevindirici ve göz kamaştırıcı nimetlerin saklı olduğunu hiç kimse bilmez.
Gültekin Onan : Artık hiçbir nefs, yaptıklarına karşılık olmak üzere kendileri için gözler aydınlığı olarak nelerin (sayısız nimetlerin) saklandığını bilmez.
Hakkı Yılmaz : İşte, kişi, kendisi için, yaptıklarına karşılık gözler aydınlığı olacak şeylerden gizlenmiş olan şeyleri bilmiyor!
Hasan Basri Çantay : Artık onlar için, yapmakda olduklarına bir mükâfat olarak, gözlerin aydın olacağı (nimetlerden) kendilerine neler gizlenmiş bulunduğunu kimse bilmez.
Hayrat Neşriyat : Artık, yapmakta olduklarına bir karşılık olarak onlar için göz aydınlığı olacak olan(ni'metler)den nelerin saklandığını kimse bilmez.
İbni Kesir : Yaptıklarına karşılık olarak onlara gözlerin aydın olacağı, nelerin gizlenmiş bulunduğunu kimse bilmez.
İskender Evrenosoğlu : Artık hiçbir nefs (hiç kimse), yapmış olduklarına mükâfat olarak, onlar için gözaydınlığından nelerin saklı olduğunu bilmez.
Muhammed Esed : (Böyle davranan müminlere gelince,) yaptıklarından dolayı mükafat olarak (öteki dünyada) onları şimdiye dek gizli kalan hangi mutlulukların beklediğini kimse tahayyül edemez.
Mustafa İslamoğlu : İşte, yapa geldiklerinden dolayı bir mükafat olarak, onları (cennette) ne türden göz kamaştırıcı sürprizlerin beklediğini kimse hayal dahi edemez.
Ömer Nasuhi Bilmen : Onlara yapar oldukları şeylere mükâfaaten gözlerin aydın olacağı şeylerden neler saklanılmış olduğunu artık hiçbir kimse bilmez.
Ömer Öngüt : Artık onlar için, yaptıklarına karşılık olarak gözler aydınlatıcı nimetlerden kendilerine neler hazırlandığını kimse bilemez.
Şaban Piriş : Yaptıklarına karşılık ödül olarak, onlara göz kamaştıran neler gizlendiğini hiç kimse bilmez.
Suat Yıldırım : İşte onların dünyada yaptıkları makbul işlere mükâfat olarak gözlerini aydın edecek, gönüllerini ferahlatacak hangi sürprizlerin, hangi nimetlerin saklandığını hiç kimse bilemez.
Süleyman Ateş : Yaptıklarına karşılık olarak onlar için ne gözler aydınlatıcı (ni'metleri)in saklandığını hiç kimse bilmez!
Tefhim-ul Kuran : Artık hiçbir nefis, yapmakta olduklarına karşılık olmak üzere, kendileri için gözler aydınlığı olarak nelerin (sayısız nimetlerin) saklandığını bilmez.
Ümit Şimşek : Yaptıklarının karşılığında onlar için göz aydınlığı olacak ne ödüller saklandığını hiç kimse bilemez.
Yaşar Nuri Öztürk : Hiç kimse, yaptıklarına karşılık onlar için hangi göz aydınlığının saklandığını bilmez.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}