Kırık Meal (Arapça) : |وَلَا : ve değil(im) | أَنَا : ben | عَابِدٌ : ibadet eden | مَا : | عَبَدْتُمْ : sizin taptıklarınıza | Kırık Meal (Harekesiz) : |ولا WLE ve değil(im) | أنا ÊNE ben | عابد AEBD̃ ibadet eden | ما ME | عبدتم ABD̃TM sizin taptıklarınıza | Kırık Meal (Okunuş) : |ve lā : ve değil(im) | enā : ben | ǎābidun : ibadet eden | mā : | ǎbedtum : sizin taptıklarınıza | Kırık Meal (Transcript) : |VLE : ve değil(im) | ÊNE : ben | AEBD̃ : ibadet eden | ME : | ABD̃TM : sizin taptıklarınıza | Abdulbaki Gölpınarlı : Ve ne ben taparım sizin taptıklarınıza. Adem Uğur : Ben de sizin taptıklarınıza asla tapacak değilim. Ahmed Hulusi : "Sizin tapındıklarınıza ben abid (ibadet eden kul) değilim. " Ahmet Tekin : 'Ben sizin, düşüncesizce şirk üzerine kurulu kulluğunuza benzer kulluk etmeyeceğim, bağlandığınız düzeni benimsemeyeceğim.' Ahmet Varol : Ben sizin taptıklarınıza tapacak da değilim. Ali Bulaç : "Ben de sizin taptıklarınıza tapacak değilim." Ali Fikri Yavuz : Zaten ben, sizin tapmış olduklarınıza tapan değilim. Bekir Sadak : «Ben de sizin taptiginiza tapacak degilim.» Celal Yıldırım : Ben de (elbette) sizin taptığınıza tapıcı değilim. Diyanet İşleri : “Ben sizin kulluk ettiklerinize kulluk edecek değilim.” Diyanet İşleri (eski) : 'Ben de sizin taptığınıza tapacak değilim.' Diyanet Vakfi : Ben de sizin taptıklarınıza asla tapacak değilim. Edip Yüksel : 'Ben asla sizin taptığınıza tapacak değilim.' Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Ben asla sizin taptıklarınıza tapacak değilim. Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Hem ben tapıcı değilim sizin taptıklarınıza. Elmalılı Hamdi Yazır : Hem ben tapıcı değilim sizin taptıklarınıza Fizilal-il Kuran : Ben sizin taptıklarınıza tapacak değilim. Gültekin Onan : Ben de sizin taptıklarınıza tapacak değilim." Hakkı Yılmaz : Ve ben asla sizin taptıklarınıza tapacak değilim/ ben asla sizin yapmış olduğunuz kulluğu yapıcı değilim. Hasan Basri Çantay : «Ben (zâten) sizin tapdıklarınıza (hiçbir zaman) tapmış değilim». Hayrat Neşriyat : 'Ben de (sizin) taptıklarınıza ibâdet edici değilim!' İbni Kesir : Ben de sizin taptıklarınıza, tapacak değilim. İskender Evrenosoğlu : Ve ben de sizin taptığınız şeylere (kul olacak) tapacak değilim. Muhammed Esed : Ve ben tapmayacağım (asla) sizin tapıp durduğunuza, Ömer Nasuhi Bilmen : «Ve ben sizin taptığınıza tapıcı değilim.» Ömer Öngüt : Ben de sizin taptığınıza aslâ tapacak değilim. Şaban Piriş : Ben sizin kulluk ettiğinize kulluk edecek değilim. Suat Yıldırım : Ben sizin ibadet ettiklerinize asla ibadet edecek değilim. Süleyman Ateş : Ben asla sizin yapmakta olduğunuz ibâdeti yapıcı değilim. Tefhim-ul Kuran : «Ben de sizin taptıklarınıza tapacak değilim.» Ümit Şimşek : Sizin tapmış olduklarınıza da ben hiçbir zaman tapmam. Yaşar Nuri Öztürk : Kul değilim sizin taptığınıza,